Haşek Kimdir?
Yaroslav Haşek, 1883 yılı Nisan’ının 30’unda Prag şehrinde doğdu. Haşek ailesinin kökleri, on altıncı yüzyıla kadar uzanır. Haşek’in dedesi Frantişek Haşek, Çekoslovakya’nın bağımsızlığı için savaşmış, 1848 devrim hareketlerine katılmış bir adamdır. Haşek’in babası Jozef Haşek, Prag okullarından birinde öğretmendi. Genç yaşta kansere tutulduğu için kendini içkiye vermişti. Haşek’in içkiciliği de belki babasından gelmektedir.
Öğrenimi
Haşek ilköğrenimini Prag şehrinde yaptı. Bir süre lisede okudu. Zeki olmasına rağmen hiçbir zaman iyi bir öğrenci olamadı. Aşırı denecek kadar yaramazdı. Bir öğrenci gösterisine katıldığı için 1897’de liseden kovuldu. O sıralarda Çekoslovakya’da ulusal kurtuluş için yapılmakta olan savaş en yüksek kerteye varmıştı. Bütün Çekoslovakya, özellikle bir kültür merkezi olan Prag şehri kaynaşma halinde idi. Şehirde sıkıyönetim ilan olunmuştu. Hareketli ve ateşli bir çocuk olan Haşek, bu olaylara seyirci kalamazdı. Avusturya jandarması, on dört yaşındaki Haşek’i, cepleri taşlarla dolu olarak, üniversiteli bir öğrenci topluluğu arasında yakaladı. Haşek, cebindeki bu suçsuz taşları sadece bir koleksiyon merakı yüzünden topladığını iddia ettiyse de derdini dinletemedi. Prag’daki Avusturya Lisesi, nümayiş günü cepleri taş dolu yakalanan bir öğrenciyi okulda tutmayı uygun bulmadı.
Eczacı Çıraklığı
Haşek, okuldan kovulunca çalışmak zorunda kaldı. O sıralarda babası da ölmüş, aile yükü Haşek’in omuzlarına yüklenmişti. Annesi oğluna iş bulmak için birçok kapılar aşındırmıştı. En sonunda Kokoşka adlı birinin eczanesine çırak olarak verildi. Haşek eczacı çıraklığında uzun bir süre kalmamakla birlikte, bu onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Haşek, hayatının bu parçasını daima büyük bir zevkle, büyük bir heyecanla anmıştır. Nitekim onun bu eczane ile ilgili izlenimlerini “Eski Eczanede” adlı hikâyesinde okumak mümkündür.
Okuma ve Şiir Yazma Merakı
Haşek’in eczanedeki işi çok değildi. Boş vakitlerinde eczanenin terasına çıkar, o sıralarda kendisinde uyanan okuma merakını gidermeye çalışırdı. Haşek’in o sıralarda en çok sevdiği yazarlar, Cervantes, Dickens, Gogol, Tolstoy idi. Yine o sıralarda en beğendiği eser Don Kişot idi. Haşek bir süre eczacı çıraklığı yaptıktan sonra, kendi isteğinden çok annesinin ısrarıyla ticaret okuluna girdi. Haşek’in ilk kalem denemeleri bu sıralara rastlar. Haşek yine bu sıralarda, biraz da Gorki’yi taklit etmiş olmak için birkaç arkadaşıyla Çekoslovakya içinde bir geziye çıktı. Bu gezinin izlenimlerini, sonraları bazı gazete ve dergilerde yayımladı.
Haşek’in şiir yazma merakı da yine bu sıralarda başladı. Şiirlerini küçük bir kitapta topladı. Ama beğenilmedi. O zaman Haşek yirmi yaşlarında idi. Bu tarihlerde edebiyatla ilgilenmeye başladı. Yine bu tarihlerde ticaret okulunu bitirdi.
Annesinin ısrarıyla Slavya Bankasına memur olarak girdi. Ama Haşek’in banka memurluğu da uzun sürmedi. İngiliz-Boer Savaşı başlamıştı. Bütün Çek aydınları gibi Haşek de Boerlere sempati duyuyor, İngilizleri haksız buluyordu. Gönüllü olarak Boer ordusuna yazılmak üzere Çekoslovakya’dan ayrıldı. Gerçi Sicilya’dan öteye gidemedi. Ama bu davranışı banka ile ilişkisinin kesilmesine sebep oldu. Bundan sonra da hiçbir zaman memurluk hayatına dönmedi. Profesyonel olarak gazetelerde çalışmaya başladı.
Aslan Asker Şvayk
Her şeyden önce gülünçlü ve alaycı hikâyelerin yazarı olarak Haşek’in en ünlü, en yaygın eseri Aslan Asker Şvayk’tır. Eserin konusu, Asker Şvayk’ın, Avusturya-Macaristan ordusunda başından geçenlerdir. Ama Haşek’in biyografisini yazan yazarlardan birçoğunun haklı olarak belirttikleri gibi, Aslan Asker Şvayk’ta sözü edilen ve savaşta geçmiş gibi gösterilen olaylardan birçoğu, savaştan önce Haşek’in başından geçmiş olaylardır.
Nitekim, Şvayk ilkin 1912 yılında yayımlanmıştır. Ama eserde söz konusu edilen olaylardan birçoğu, Avusturya-Macar sansürünün isteklerine uygun yazıldığı için, o zamanlar bu eser pek dikkat çekmemiştir. Haşek savaştan dönünce, eserini yeniden ele almış, savaşta başından geçen serüvenleri de katarak, dünya dillerine çevrilen ünlü Aslan Asker Şvayk’ı meydana getirmiştir. Eserin 1912’de yazılan bölümü, bu eserde “Şvayk’ın Savaştan Önceki Serüvenleri” başlığı altında yer almıştır.
Ama ne olursa olsun, Şvayk’ın ister savaştan önce ister savaş sırasında başından geçenler, doğrudan doğruya Haşek’in başından geçenlerdir. Zaten Haşek’in bütün hikâye kişileri de birer Şvayk, yani birer Haşek’tir. Haşek, çeşitli işler arasında, bir aralık köpek satıcılığı da yapmıştı. İşte, “Nasıl Köpek Ticareti Yaptım?” hikâyesinin kişisi Çijik, Şvayk’tan, yani Haşek’ten başkası değildir. Öte yandan, “Köpekbalığı ve Üç Kişi” adlı hikâyesinin üç kişisinden biri, Hayvanlar Dünyası dergisinin yazarı, yani Haşek’tir. Nitekim, “İmparator Fransuva Jozef’in Portresi” adlı hikâyedeki Petişka, Aslan Asker Şvayk’taki birahaneci Palivets’in tıpatıp bir benzeridir.
Haşek, 23 Ocak 1923’te, henüz genç denecek bir yaşta Prag şehrinde öldü. Ondan ilk hikâye kitabı 1944 yılında Türkçede yayımlanmıştır.