Wolfgang Borchert'i daha 1960'lı yılların sonlarında tanıma olanağı bulmuştum; Memet Fuat'ın de yayınevi'nden Behçet Necatigil çevirileriyle çıkan Fener, Gece ve Yıldızlar adlı şiir kitabı ve Kapıların Dışında adlı radyo oyunuyla. Ardından, yine ilk kez de yayınevi'nce yayımlanan Bu Salı adlı öykü kitabını okumuştum, Necatigil'in yakın dostu Kâmuran Şipal'in Türkçesinden. Şipal, Borchert'in yaşamının son iki yılına sığdırdığı kısa öykülerinin tümünü, Doğan Kitap'ın yayımlayacağı Ama Fareler Uyurlar Gece adlı kitapta toplayacak; bu yapıtta, Borchert'in, Karahindiba ve Bu Salı adlı öykü kitapları ve ölümünden sonra yayımlanan öyküleri yer alacaktı. Yalnızca Alman edebiyatının değil, belki dünya edebiyatının da en şaşırtıcı şair ve yazarlarından biri sayarım Borchert'i. Topu topu yirmi altı yıl süren bir yaşama sığdırılan olağanüstü güzellikte şiirler, öyküler ve bugün hâlâ pek çok ülkede sahnelenen kısa, ama müthiş etkileyici bir oyun.