1910 senesinde Fransa’nın Nouvelle-Aquatine bölgesine bağlı Lot-et-Garonne ilinde bulunan Agnac komününde doğan Jean Laffitte, ülkesinde komünist hareketin, antifaşist direnişin ve toplumcu gerçekçi edebiyatın önemli isimlerinden biridir.
Doğduğu topraklarda genç yaşlarından itibaren fırınlarda çalışan ve pastacılık yapan Laffitte, yine genç yaşlarda Fransız Komünist Partisi’yle (FKP) tanışır ve 23 yaşındayken 1933’te partiye üye olur.
Sadece ülkesinin değil bütün Avrupa’nın çalkantılı günler yaşadığı, sol ve komünist hareketlerle birlikte faşizmin de yükselişe geçtiği, Sovyetler Birliği’nin ve sosyalizmin dünya siyasetinde dengeleri değiştirdiği bir kesitte partinin onun için belirlediği görevlere tutkuyla sarılan Laffitte, partinin önde gelen yöneticilerinden ve Fransız Ulusal Meclisi’nde başkan yardımcılığı görevi üstlenen Jacques Duclos’un siyasi sekreteri olarak görev yapar ve bu vazifesini Eylül 1939 tarihine dek sürdürür.
1930’ların sonundan itibaren ve İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte ülkenin Nazi işgali tehditi altında kalmasıyla Parti’nin illegal örgütlenme yapısı güçlenirken, Jean Laffitte de önce İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında, 1940 Haziran’ında hapse düşer, ardından FKP’nin yeraltı teşkilatına katılmayı aklına koyarak aynı yılın Kasım ayında hapishaneden kaçar.
Daha sonra, işgal altındaki Fransa’da, Ulusal Cephe’nin ve Paris bölgesindeki FTP’nin (Fransız Partizan ve Savaşçılar Örgütü’nün) kuruluşlarında görev alır. 14 Mayıs 1942’de Saint-Mandé’de Fransız polisinin özel kuvvetleri tarafından yakalanır, Gestapo’ya teslim edilir ve Mauthausen toplama kampına gönderilmek üzere 1943 Mart’ında sınır dışı edilir. Mauthausen’de bir süre kaldıktan sonra Ebensee kampına gönderilen Jean Laffitte, burada birçok ölüme tanık olurken kendisi hayata tutunmayı başarır ve 1945 Mayıs’ında Kurtuluş’la birlikte özgürlüğüne kavuşur.
Elinizde tuttuğunuz kitap, Eylemciler, Laffitte’in 1940 Kasım sonunda hapishaneden kaçıp Parti’nin yeraltı çalışmasına katıldığı günleri, Paris merkezli Fransız Direnişi’ni, FKP’nin bu direnişin ilk yıllarında yaptığı eylemleri, ardından da yazarın Mauthausen ve Ebensee toplama kamplarındaki günlerini ve bu zorlu koşullarda dahi örgütlü direnişi sürdürebilmesini anlatmaktadır.
Kitaba geçmeden önce Laffitte’in hayatından diğer önemli olaylara kısaca değinecek olursak; kendisi yakalanıp toplama kamplarına gönderildikten sonra karısı Madeleine de aynı kaderle karşılaşmıştır. Direniş saflarındayken Şubat 1942’de yakalanan Madeleine Laffitte, 24 Ocak 1943 konvoyuyla Auschwitz’e gönderilmek üzere sınır dışı edilmiş ve aynı yılın Kasım ayında, ölümcül kamp koşullarına dayanamayarak dizanteriden hayatını kaybetmiştir.
Eşini ve birçok yoldaşını Nazi kamplarında kaybeden Jean Laffitte ise İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1949 ile 1956 yılları arasında, Frédéric Joliot-Curie başkanlığındaki Dünya Barış Konseyi’nin genel sekreterliği görevini yürütmüştür. Laffitte, daha sonra doğduğu topraklara dönmüş ve FKP’nin Lot-et-Garonne federal bürosu bünyesinde sorumluluklar üstlenmiştir.
Nazi işgalinin sona ermesi ve Ebensee kampından özgürlüğüne kavuşmasının ardından Jean Laffitte’in aynı zamanda yazarlık yaşamı da başlamıştır. Bu fırın işçisi direngen yazar, savaş, direniş ve toplama kampı deneyimlerini, 1946 yılının Haziran-Aralık ayları arasında yazdığı Eylemciler’de ayrıntısıyla kaleme alırken, aynı tema doğal olarak hayatı boyunca kaleme aldığı bütün eserlerinde baskın bir rol oynamaya devam etmiştir. Laffitte’in eserleri aynı zamanda sosyalist gerçekçi Fransız roman akımının önemli bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Jean Laffitte, o dehşet verici toplama kampı günlerini sadece romanlarında yazmakla kalmamış, Mauthausen Dostları Derneği’nin aktif bir üyesi olarak çalışarak çeşitli etkinliklere de katılmıştır. Okul okul gezerek tarihe tanıklığını gençlere anlatan Laffitte, hayatının daha sonraki döneminde kampı ziyaret eden gruplara rehberlik yaparak, anlatımını en geniş kesimlere ulaştırmaya çalışmıştır.
Antifaşist mücadelenin önemli isimlerinden Jean Laffitte, Ekim 2004’te 94 yaşında, memleketi Agnac’da hayata gözlerini yummuştur.
Laffitte’in en önemli yapıtı olarak kabul edilen Eylemciler, özyaşamsal boyutu ağır basan, tanıklıklarla dolu bir anı-roman olarak değerlendirilebilir.
Üç bölümden oluşan anlatı boyunca, önce işgal altındaki Paris’e ve komünistlerin sürdürdüğü yeraltı mücadelesine, sonrasında da anlatıcı/kahramanımızın Gestapo tarafından tutuklanması üzerine iki ayrı toplama kampına ve burada sürdürülen zorlu hayat kavgasına uzanırız.
Okuru yakın tarihin karanlık sokaklarında dolaştıran, dehşet dolu zindanlara atılan insanların hikâyelerini hatırlatan, taş ocaklarında ölesiye çalıştırılmanın ve aç bırakılmanın gerçekliğini bütün çıplaklığıyla anlatan bu sarsıcı romanda, insan olmanın onurunu koruyarak ve mücadeleyi son nefesine kadar sürdürerek karanlıkları aydınlığa çevirmenin ve zindanları yıkmanın olanaklarını da görürüz.
Bu gerçekçi ve etkileyici yapıt, Fransız Direnişi’ne (Rezistans hareketine) dair kaleme alınan eserler arasında önemli bir yere sahiptir. Aynı zamanda bu tarihin farklı yazarlarca ve farklı tarzlarda anlatılan zenginliğini de bize hatırlatır.
Evet, Fransız Direnişi’ne dair çok farklı yapıtlar kaleme alınmıştır bugüne dek. Örneğin, yine Yordam Edebiyat’tan yayımladığımız çağdaş bir romanda, China Miéville’in Yeni Paris’in Son Günleri adlı yapıtında, bambaşka bir Rezistans tablosu vardır karşımızda. Gerçeküstücü sanatçıların resimlerinden, heykellerinden yansıyarak anlatılan fantastik bir Fransız Direnişi’dir bu.
Oradaki modern anlatıma ve üstgerçekçi üsluba kıyasla, klasik bir dille, gerçekçi bir anlatımla karşı karşıyayız bu defa. Böylece okurlarımızı edebiyatın bütün çeşitliliği ve renkliliğiyle buluşturabilmeyi, mücadelenin farklı boyutlarına dikkat çekebilmeyi, aynı zamanda toplumcu gerçekçilikten fantastik edebiyata ilerici çizgideki tüm bir edebî zenginliği paylaşabilmeyi umuyoruz.
Eylemciler’in Türkçedeki yolculuğu ise yeni değil. Kitap daha önce Eylem Adamları adıyla başka yayınevlerinden yayımlandı, ancak maalesef Okay Gönensin’in çevirisi ayrıntılı bir çalışma yürütülmeden basıldığı ve belirgin kimi hatalar düzeltilmeden kaldığı için Türkiyeli okurlarla layıkıyla buluşamadığı kanaatindeyiz. O yüzden kitabın yeni basımında dikkatli bir editörlük çalışması yürüttük ve hataları ayıklamaya çalıştık. Kitabın birebir çevrildiğinde “Hayatta Kalanlar” anlamına gelen adını ise Türkçede daha önce Eylem Adamları adıyla bilindiği için bütünüyle değiştirmemeye ve Eylemciler olarak korumaya karar verdik.
Şimdi, bu değerli ve antifaşist mücadele açısından önemli yapıtı, gözden geçirilmiş ve düzenlenmiş yeni hâliyle sunuyor, daha önce yayımladığımız ve her biri okurların beğenisiyle karşılanan Wedding Barikatları, Atsineği, Ölüler Genç Kalır, Moskova Önlerinde gibi “mücadele romanları”nın yanına ekliyor ve bütün okurlarımıza iyi okumalar diliyoruz…